ÜNDER | ÜNİVERSİTE ÖGRETİM ELAMANLARI DAYANISMA DERNEGİ’nden Kamuoyuna Duyurulur

ÜNİVERSİTE ÖGRETİM ELAMANLARI DAYANISMA DERNEGİ’nden Kamuoyuna Duyurulur


ÜNİVERSİTE ÖGRETİM ELAMANLARI DAYANISMA DERNEGİ’nden Kamuoyuna Duyurulur

Son günlerde üniversitelere rektör ataması yeniden gündeme geldi. Pek cok üniversitede yürütülen mevcut uygulama devam ettirilmektedir. Devlet üniversitelerine rektör atama süreclerine iliskin usul mevzuatta belirlenmistir. Bogazici Üniversitesi’ne de rektör ataması aynı usul ile yapılmıstır. Bununla beraber yeni rektörün atanmasında üniversite icerisinden bir akademisyen olmaması sebebiyle, sokak eylemleri düzeyinde de tepkiler gündeme yansımıstır. Mevcut uygulamaların demokratik zeminlerde ele alınma imkânları yerine istenmeyen bir bicimde sokak eylemlerine malzeme yapılmasını dogru bulmuyoruz. Hele de akademik cevrelerin nitelikli tartısma zeminlerini öncelemesi beklenirken, bu türden konuların toplumda kargasa kaynagına dönüstürülmeye calısılması akademik kurumların saygınlıgını zedeleyecektir. Bu baglamda yasananları kabul etmiyoruz. Gelisim sürecini güclü kılmak isteyen Türkiye, pek çok alanda da yapısal degisimler yasamaktadır. Akademik isleyiste hicbir uygulama degismez degildir. Sartları saglayan her akademisyen üniversite yönetiminde görev alabilme potansiyeline sahiptir. Kendi üniversitesinde görev alabildiği gibi bir baska üniversitede de görev alabilir. Bunun önünün kapatılmasının, mutlak gelisimi güclendirecegi düsünülemez. Asıl olan kurumun ilerlemesi, niteliginin artırılması ve topluma da bu yönde olumlu katkılar saglamasıdır.  Farklı uygulama alternatifleri de önerilebilir. Uluslararası normlar ülke müktesebatı ile bilestirilerek, mevcut teamüller de degistirilebilir. Üniversitelerin üstünlükleri ve saygınlıkları, sahip oldukları kadrolar ve ögrencileriyle topluma sundukları katkılar başta olmak üzere kurumsal yapılarının güclenmesiyle kendini göstermektedir. Hicbir üniversitenin kendisini ayrıcalıklı görmesi düşünülemez. Üniversitelerin kadro olusturmada yasayla tanımlanan özel sart koyabilme inisiyatifi, kurumun ve bulundugu cevrenin ihtiyaclarına göre basvurabilecegi bir haktır. Herhangi bir üniversiteye herhangi bir ögretim üyesinin girisini engelleme aracı olarak düsünülemez. Bir kişinin diplomalarını aldığı üniversitede emekli oluncaya kadar çalışmakta olusunun bir maslahatı olmalıdır. Böylesi akademisyenlerin bunu övünc sayması ve hatta başka hicbir kurumda calısmayışlarını adeta ayrıcalıklı ve seckinci bir pozisyon gibi görmesi de maalesef istisna olmanın ötesine gecmistir.  Üniversitede yaşanan yönetici hareketliliklerinin, zamanla akademik hareketlilikleri de özendirecek noktaya getirmesi ve bunun olumlu biçimde isletilmesinin uzun vadede faydalar doguracagı öngörülebilmelidir. Nitekim gelismis ülkelerde pek cok nitelikli üniversitelerde de durum böyledir. Burada asıl olan yöneticinin yetkinligi ve görev üstleneceği kurumu yeteri düzeyde tanıyor olmasıdır. Akademik birikimi ve kadroları motive etmedeki becerisidir. Akademik cevrelerdeki akrabalık ve yakınlıklar gibi birikmeler ve kendi mezunlarını o kurumda profesör olarak ise almayı öncelemek gibi yaklasımlar, kurumun beklenilen saglıklı gelisimini zorlastırmaktadır.  Yabancılar bu duruma “Intellectual inbreeding” demektedir. Entelektüel akraba yetistirme veya akademik akrabalık diye ifade edilen bu kavram, bir üniversitenin akademik dünyasında kendi mezunlarını profesör olarak ise alan bir uygulamadır. Genellikle bu durum akademi icin dar görüslü ve saglıksız olarak görülüyor. Üniversiteler, akademik ve yönetimsel hiyerarsinin korunması gereken kurumlardır. Fakat bunun bütün yetkinin bir rektörde toplanması düzeyinde olmaması gerektigi de bilinmelidir.  Ortaya çıkan tartışma ile birlikte, üniversitelere iliskin sorunların dogru zeminlerde ele alınmasını önemsiyoruz. Ancak, bir akademisyenin Bogazici Üniversitesi Rektörlügüne atanmasına karsı ortaya konan bir kısım tutum ve tavırları, hem seklen hem de özü itibariyle dogru bulmuyoruz.


ÜNİVERSİTE ÖGRETİM ELAMANLARI DAYANISMA DERNEGİ (ÜNDER)

http://under.org.tr/